Türkçe Deyimler Sözlüğü'nde ara

Bir lokma bir hırka
Çok azla geçinmek.
Eli uzun
Hırsız.
Araya gitmek
İşe yaramaz hale gelmek.
Suratı mahkeme duvarı
Utanmaz kimseler için söylenir.
Kendi kazdığı kuyuya düşmek
Yapmak istediği fenalıktan kendi zarar görmesi.
Bir kimsenin yapmak istediği fenalıktan, önce kendi müteessir olursa, “Kendi kazdığı kuyuya düştü” derler. Köylünün biri, köyün sığırlarının geçtiği yere derince bir kuyu kazar. Üzerini otlarla, dikenlerle belli belirsiz örter. Maksadı, geçen sığırlardan birinin kuyuya düşmesini sağlamak, gece olunca çıkarıp evine götürerek kesip yemektir. Kuyuyu kazdığı gün geceyi sabırsızlıkla beklemektedir. Aksilik, o gün tek hayvanı, yavrusundan, sütünden faydalandığı ineği kaybolur. Aramaya çıkar. Bakmadık yer bırakmaz. Yorgun argın evine dönerken kazdığı kuyuyu hatırlar. Acaba düşen oldu mu diye eğilip kuyuya baktığında bir de ne görür: sevgili ineği kuyunun içinde bacakları kırık bir vaziyette yatıyor. İneğin kuyudan sağ çıkmasına imkân yok. Ağlaya ağlaya, kazdığı kuyuya düşen kendi ineğini boğazlayıp evine götürmek zorunda kalır.
Buz kesmek
Çok üşümek.
Cebinden çıkarmak
Birinden üstün olmak.
Boğaz tokluğuna
Karın doyasıya çalışmak.
Hapishane kaçkını
Kötü insan.
Ayağının altına almak
Yere yatırıp iyice dövmek.

Pages