Türkçe Deyimler Sözlüğü'nde ara

Sağlam ayakkabı değil
Ahlâk yönünden şüpheli.
Burun buruna gelmek
Beklenilmediği halde kaçınılmayacak bir yerde rastlamak.
Sözünü ağzına tıkamak
Susturmak.
Kuyruk acısı
Hiç bir zaman unutulmayacak acı. (*)
Eskiden yapılan bir kötülükten dolayı hınç almak, öç almak istendiğinde “kuyruk acısı var” denir. Söylentiye göre, bir ailenin çok sevdiği bir çocuğu ile yavru iken besleyip büyüttükleri bir yılanı varmış. Günün birinde baba, gurbete gider. Ayrılacağı gün anaya, çocuğu yılandan uzak tutmasını, yılanın sütünü zamanında vermesini sıkı sıkı tembih eder, önceleri babanın sözleri tutulur. Ama bir gün çocuk, açık bırakılan kapıdan içeri dalar. Odanın ortasında çöreklenip yatan yılanla bir zaman oynar. Bir ara oyunu ileri götüren çocuk, elinde bulunan bıçağını yılanın kuyruğuna hızla sürterek keser. Yılan, kesilen kuyruğunun acısıyla birden çocuğun üzerine atılır, birkaç yerinden sokar. Ana, odaya girdiğinde; çocuk bir tarafta, kuyruk bir tarafta kıvrılmaktadır. Baba, evine döndüğünde çocuğu ölmüş, yılanı kovulmuş bulur. Aradan bir zaman geçtikten sonra oğlunun acısını unutan adam, yılanı getirmek üzere aramaya çıkar. Bir deliğin ağzında rastladığı yılana, her şeyi unuttuğunu, yine eskisi gibi dost olmak istediğini söylediğinde, yılan: “Sizden memnunum, bana çok iyi baktınız” der. “Ama” diye sözünü tamamlar, “Sizde evlât acısı, bende kuyruk acısı oldukça birbirimizi kolay kolay bağışlayanlayız.”
Ağız açtırmamak
Salt kendisi konuşup, başkasını konuşturmamak.
Tetikte olmak
Bir şeyi her an akılda tutmak, hazır bulunmak.
Bal alacak çiçeği bilmek
Çok yararlı bir şeyi ele geçirmek.
Dini bir uğruna
Din aşkına.
Burnu büyümek
Kibirlenmek.
Boru mu bu?
Önemsiz olmayan şeyler için söylenir.

Pages