Türkçe Deyimler Sözlüğü'nde ara

Renkten renge girmek
Çok utanmak.
Lakırdısını etmek
Dedikodu konusu etmek. Bir şey hakkında konuşmak.
Yan gelmek
Çalışmamak.
Çizmeden yukarı çıkmak
Beceremeyeceği bir işe karışmak. (*)
Boyundan büyük işlere girişen, anlamadığı bir işe burnunu sokan, haddini bilmeyen kimseler için “çizmeden yukarı çıkma” derler. Apel (Apelle), İsa’dan dört yüz yıl önce Efes'te doğmuş bir ressamdır. Büyük İskender’in tablolarını yapmakla tanınmıştır. Eserlerinin tenkidini saklı yerden dinlemek âdetinde olduğu söylenir. Bir gün bir kunduracı, Apel’in yaptığı resimlerden birini tenkit eder: önce resimdeki çizmeler üzerinde görüşlerini söyler. Apel haklı bulur. Sonra kunduracının, resmin yukarı kısımlarına, teknik ve sanat tarafına geçerek; renkler üzerine, gölge, ışık üzerine de birtakım yersiz sözler söylediğini duyan ressam, dayanamayıp perde gerisinden: “Çizmeden yukarı çıkma!” diye bağırır. Bu söz Türkçeye bir deyim olarak geçer.
Aklını başından almak
Düşünememek.
İmana getirmek
İstenileni zorla kabul ettirmek.
Odunumun parası
Gerçeği göz göre göre kabul etmemek. (*)
Bir gerçeği göz göre göre kabul etmeyen kimseler için “Odunumun parası” denir. Bir oduncu varmış. Sabahlan ormandan kestiği odunları eşeğine yükleyip pazara gider, aldığı üç beş kuruşla evine bir şeyler alıp dönermiş. Odunculuk onun mesleğiymiş. Başka da hiçbir geliri yokmuş. Bütün malı, bir eşeği, bir’baltası, bir de siciminden ibaretmiş. Evinde karısı ile bir sürü çocuğu bu bir eşek yükü odunun karşılığına bakarlarmış. Yine bir gün oduncu, eşeğine odunlan yükler, pazarın yolunu boylar. Pazara yaklaştığı bir yerde bir şehirliye rastlar. Yaya yürümeye alışkın olmayan ve hayli yorulan şehirli, oduncunun eşeğini pazara kadar kiralamayı aklına koyar. “Hemşehrim!” der, “bir eşek yükü odunu pazarda kaça satarsın?” Bir fiyat söyler oduncu. “Peki” der öteki, “ben sana beş lira fazla vereceğim. Çok yoruldum, odunlarım yık şuraya, eşeğinle şehre gideyim.” Oduncu : “Hayır, benim eşeğim kiralık değil, ben odunumu satar, parasını alırım.” “Farkı yok” der şehirli, “hem de odunun parasından fazla veriyorum.” Oduncu inatla: “Hayır” der, “sen odunuma değil, eşeğime para veriyorsun. Benim senden istediğim odunumun parası.”
Dara düşmek
Parasız kalmak.
Tarihe karışmak
Yokolup gitmek.
Ciğeri beş para etmemek
Çok değersiz, aşağı.

Pages