Türkçe Deyimler Sözlüğü'nde ara

Yuf borusu çalmak
Nefret ve üzüntü duygularını haykırmak.
Her telden çalmak
Her konuda biraz bilgi sahibi olmak.
Lahavle çekmek
Kendi kendine sabır dilemek.
Haline köpekler gülmek
Çok kötü duruma düşenler için söylenir.
Açık açığa
Göz göre göre, açık açık.
Attan inip eşeğe binmek
Bulunduğu seviyeden daha aşağılara düşmek.
Geçmişi kandilli
Bir sövgü sözüdür.
Bu yaşta bu zekâ
Bir işi kurnazca, usulüne uygun olarak yapanlar için söylenir. (*)
Bir işi kurnazca, açıkgözce, usulüne uygun olarak yapanlar için, “bu yaşta bu zekâ!” diyerek düşüncemizi yarı takdir, yarı alaylı bir dille anlatmak isteriz. Eskiden mahalle okullarından birinde ders okutan bir hocaya sık sık hediyeler gelirmiş. Bunlar daha çok yiyecek cinsindenmiş. Bir sini börek, bir tepsi baklava gibi. Yine bir gün hocaya bir tepsi baklava gelir. Hoca baklavayı yemeğe zaman bulamadan bir yere çağırılır. Baklava rafta tütüm tütüm, ama hemen gitmesi gerekmektedir. Bir hile düşünür aklınca, öğrencilerine dönerek : “Sakın ha!” der. “bu baklavaya el sürmeyin, yoksa öteki dünyayı boylarsınız. Bu tepsi bir dost hediyesi değildir, içine zehir koydukları muhakkaktır, çünkü dost kılığında bir düşmandır o...” öğrenciler kurnazlıktan yana hocalarından geri kalırlar mı hiç? Oturup bir tepsi baklavayı yerler. Cevaplarını önceden hazırlamışlardır. Ho- canın aceleyle çıktığından unuttuğu bastonu kırarlar. Hoca yepyeni bastonunun kırıldığını görüp de bağırdığında, öğrencilerden en açıkgözü ağlamaklı bir tavırla : “Hoca efendi!” der, “çok üzgünüm, bastonunuzu ben kırdım. Bu büyük suçumdan dolayı clmeyi hakettiğimi anlayarak, sizin zehirli baklavanın hepsini yedim, şimdi hakettiğim ölümü bekliyorum.” Hoca, karşısındakinin baklavayı yemek için kurduğu zekice plan karşısında şaşırır. Takdir etmekten kendini alamaz : “Evlâdım” der. “bu yaşta bu zekâ! hayret doğrusu...”
Dediği dedik olmak
Sözünden caymamak, ısrar etmek.
Bağrına taş basmak
Her türlü acıya katlanmak.

Pages