Türkçe Deyimler Sözlüğü'nde ara

Çirkefe taş atmak
Çok edepsiz birine edepsizlik yapma imkânı vermek.
Hevesini almak
Bir şeyden doymak.
Peşkeş çekmek
Birinin malını başkasına bağışlamak. Uygunsuz bir bağışta bulunmak.
Ayağına gelmek
Yanına varmak. Beklenmeyen bir şeye sahip olmak.
Zamana uymak
Davranışlarını zamanın gereklerine uydurmak.
Hararet vermek
Susatmak.
Ağzından baklayı çıkarmak
Sabrı tükenip karşısındakine ağır sözler söylemek.(*)
Söylemek istediğimiz halde söyleyemediğimiz bir şey için “ağızdan baklayı çıkarmak” deyimini kullanırız. Bir derviş varmış, sövmekle ünlüymüş. Bağlı olduğu tekkenin şeyhi, onu sövmekten vazgeçirmek için bir bakla tanesini okuyup üfleyerek dervişe verir. Dilinin altına koymasını, orada kaldıkça sövemiyeceğini söyler. Yağmurlu bir günde derviş, şeyhle bir sokaktan geçerken, evlerden birinin penceresi hızla açılır, bir kız çocuğu başını uzatarak: “Şeyh efendi, biraz durur musunuz?” der. pencereyi kapatır. Yağmur, sicim gibidir. Sırılsıklam olan şeyh, niçin durduğunu sormak üzereyken aynı pencere yine açılır, aynı kız tekrar görünür, birkaç dakika daha beklemelerini rica eder. Biraz daha ıslanan şeyhle derviş gitmek üzereyken kız pencereden bağırır: “Gidebilirsiniz artık!” Merak ederler, niçin durdurulduklarını sorduklarında kız: “Efendim” der, “tavuklarımızı kuluçkaya yatırıyorduk. Yumurtaları tavuğun altına koyarken bir kavuklunun tepesine bakılırsa, piliçleri tepeli olurmuş. Annem sizi geçerken gördü de onun için beklettik.” Şeyh, münasebetsizliğin böylesi karşısında öfkelenerek: “Ulan derviş” der, “çıkar ağzındaki baklayı!..”
Başı dinç
Tasası olmayan.
Bir bu eksikti
Zaten sıkıntıda iken bir başka sıkıntının çıkması.
Mürüvvetini görmek
Ana babaların çocuklarının büyüyüp adam olmalarını görüp mutlu olma istekleri.

Pages