Türkçe Deyimler Sözlüğü'nde ara

Ölüm gelmiş bu cane, baş ağrısı bahane.
Bak: “Ecel geldi cihana, baş ağnsı bahane.”
Düşman düşmanın halinden anlamaz.
Düşman, düşmanını olduğundan daha güçlü sanır.
Açın kamı doyar, gözü doymaz.
Aç insanın bir öğünlük doyması yetmez. Ona aç kalmayacağı güvenini veremedikçe karnı doysa bile gözü hep açtır.
“Şol kişi kim ola bir gözi ak Gözi daymaz virseler gerbin kulaç.” (Edirneli Nazmi)
Her baharın bir hazam vardır.
Her şeyin bir bitimi, sonu vardır.
“Ayandır bu baharın var hazanı Geçer durmaz bu dilberlik zamanı.” (Taşlıcalı Yahya Beğ)
Emanet eşeğin yuları gevşek olur.
Emanet bir şeyin çabuk elden çıkacağını, yerine çabuk verilmesi gerektiğini anlatır.
Ağaç kökünden yıkılır.
Bir şeyin değişmesi ancak temelden değişmekle olur. Temelden, kökten değişmeyen şey değişmiş sayılmaz.
Yerdeki yüze basılmaz.
Kötü davranışları yüzünden eski itibarını yitiren, düşmüş kimselere karşı kötü davranmamalıdır, anlamında söylenir.
“Meseldir yerdeki yüze basılmaz.” (Hav ay i) / “Yerin kulağı var sanma ki duymaz.” (Vasıf)
Bir baş soğan bir kazam kokutur.
Kötü biri, bir topluluğun iyi havasını bozar.
Acemi katır kapı önünde yük indirir.
Becereksiz kişi, eline aldığı işi en gerekli yerde bırakır.
Tilkinin dönüp (gezip) geleceği yer, kürkçü dükkânıdır.
Uzun süre çalışılan bir meslekten yada bırakılıp da alışkanlık gereği yeniden başlanan bir işten vazgeçilemeyeceğini anlatmak için söylenir.

Pages