Türkçe Deyimler Sözlüğü'nde ara

Köstek olmak
Engel olmak.
Kambur kambur üstüne
Aksiliğin arka arkaya gelmesi. (*)
Dertler ya da kusurlar üst üste ortaya çıktığı zaman “tamam!” derler, “kambur, kambur üstüne!” Söylentiye göre kamburun biri, bir perşembe günü hamama gider. Kimseler yoktur hamamda. Şöyle bir sere-serpe yıkanmak ister. Fakat biraz sonra her köşeden bir sürü cüce çıkıp kamburun çevresini alırlar, onu kızdırmaya çalışırlar. Kambur iyi huyludur, kızmaz. Bu kez cüceler, “çarşambadır çarşamba!” diye tepinmeye, sıçramaya başlarlar. Kambur uyaroğludur, perşembe olduğu halde o da şarkıya ağız ve ayak uydurur. Kamburun bu uygarlığından cüceler pek hoşlanırlar, ayrılırken kamburunu üzerinden bir yük gibi alırlar. Kambur, kambur değildir artık. Gittiği hamamı bir dostuna sağlık verir ve perşembe günü gitmesini söyler. Ama ikinci kambur, huysuz ve inatçıdır. Arkadaşı gibi uyarlık gösteremez bir türlü. Cücelerin, “çarşambadır çarşamba” şeklindeki şarkılarına, gün perşembe olduğu için, “perşembedir perşembe!” diyerek katılır. Cücelerden iyi kabul bekleyen kamburumuz bir de ne görür: arkadaşının sırtından alınan kamburu da kendi kamburunun üstüne eklenmiş. Hamamdan kambursuz çıkacağı yerde, “kambur kambur üstüne” evini boylar. Aynı söylenti ikinci bir deyime de kaynak olmaktadır-, anlamsız, boş yere inat edenler için, “çarşambadır çarşamba” deyimi söylenir.
Can sıkmak
Usanç vermek.
Baston yutmuş gibi
Dimdik, hiç bükülmeyen insanlar için söylenir.
Fareler cirit oynamak
Çok tenha.
Çöplük horozu
Çirkini güzeli ayırmayan.
Ayak bağı
Engel.
Ağzı kulaklarına varmak
Çok sevinmek.
Kök sökmek
Çok zor iş görmek.
Yağcılık etmek (k)
Dalkavukluk etmek, suyuna gitmek.

Pages