Türkçe Deyimler Sözlüğü'nde ara

Kabak tadı vermek
Usanç vermek. (*)
Bir şey karşısında bıkıp usandığımız, bize tatsız gelmeye başladığı zaman o şey için “Kabak tadı verdi” deriz. Fatih Sultan Mehmed’in yaptırdığı medreseye devam eden öğrencilere parasız yemek verilirmiş. Cuma günleri yemekler daha da çeşitlenir, sofrada etler, sütler, tatlılar bulundurulurmuş. Yine medrese geleneğine uyularak, kabak mevsiminde kırk gün aralıksız kabak yemeği verilirmiş. Bu durumdan “bal yiyen baldan usanır” kabilinden bıkmak, usanmak tabii olacağından; bıktırıcı başka bir mesele karşısında birbirlerine öğrenciler: “Bu iş de artık kabak tadı verdi” derlermiş. Bu söz, o günden bu yana bir deyim halinde söylene gelmiştir.
Hakkın rahmetine kavuşmak
Ölmek.
Düttürü Leylâ
Tuhaf ve açık saçık giyimli kadın.
Rüzgâr gelecek delikleri tıkamak
Tehlikeyi önceden önlemek.
Hastası olmak
Bir şeye aşırı istek duymak.
Altın adını bakır etmek
İyi ününü kötüye çıkarmak.
Elini çabuk tutmak
Çabuk davranmak.
Bir taşla iki kuş vurmak
Bir hareketle iki işi yapmak.
Faraş gibi
Büyük ağız.
Allah yazdı ise bozsun
Bir işi hiçbir zaman yapmak istenmediğinde söylenir.

Pages