Türkçe Deyimler Sözlüğü'nde ara

Baba oğluna bir bağ bağışlamış, oğul babaya bir salkım üzümü vermemiş.
Anne ve baba, çocuklarıyla ölümüne dek ilgilenir, yemez yedirirler. Ne var ki, sosyal ve ekonomik koşullar karşısında (yeni ev kuran ve sıkıntıya düşen) evlât, genellikle anne ve babasına aynı karşılığı göstermemekte, “bir salkım üzüm” verememektedir.
“Bab’ oğluna tutar bir bağ bağışlar Sonra üzüm vermez oğlan demişler.” (Refiki)
Herkesin aldı bir olsa koyuna çoban bulunmaz.
Herkesin ayrı birer yeteneği, bu yüzden her işin bir seveni vardır.
Kör kuşun yuvasını Allah yapar.
Bak: “Garip kuşun yuvasını Allah yapar.”
Yılanın başı küçükken ezilir.
Zararlı bir şeyi daha başlangıçta zararsız hale getirmelidir.
“Yılanı küçükken ez, büyütme ha Büyütürsen olur başına belâ.” (Mesti)
Kadının fendi, erkeği yendi
Kadınların her bakımdan erkeklerden geri kalmadığı gibi, çok kez ondan daha kurnaz olduğu anlatılır.
Tevekkelin gemisi batmaz (eşeğini kurt yemez).
İşini sağlam tutan kaygı duymaz.
Taş taş üstünde olur, ev ev üstünde olmaz.
Bak: “Dağ dağ üstüne olur, ev ev üstüne olmaz.”
Hatasız kul olmaz.
Bak: “Kul, kusursuz olmaz.”
Evvel taam, sonra kelâm.
Tok karınla görüşmek daha yararlıdır. Bir de, yemek yerken konuşmamalı anlamına söylenir. Çünkü, hem ağızdan yemek parçaları saçılır, hem de bekleyen yemeğin tadı kaçar.
Abdalın yağı olunca gâh borusuna çalar, gâh gerisine. “Çobanın yağı olunca çarığına sürer”.
Varlıklı ve görgüsüz kişi malını gereksiz yere harcar.

Pages