Türkçe Deyimler Sözlüğü'nde ara

Müflis bezirgan (tüccar) eski defterlerini karıştırır.
Zamanında önemli iş yapıp da sonra önemlerini yitirenler, geçmişleriyle övünürler.
Tebdil-i mekânda ferahlık var.
Başka yerleri de görmek insanı bilgi sahibi yapar, geliştirir, sevindirir.
Yüz yüzden utanır.
İnsanlar, bir konuyu karşı karşıya konuşurlarsa daha kolay anlaşırlar, anlamında söylenir. Zahirenin amban sabanın ucundadır. / Toprak işlenmedikçe ürün elde edilemez.
“Koyun verdi, kuzu verdi, süt verdi Yemek verdi, ekmek verdi, et verdi, / Kazma ile dövmeyince kıt verdi, / Benim sadık yârim kara topraktır.” (Âşık Veysel)
Gön yufka yerinden delinir.
Bak: “İp, inceldiği yerden kopar.”
Değme (dokunma) sarhoşa, yıkılana kadar gitsin.
Yanlışını, uyarılara aldırmadan sürdüren kişiye dokunmayın, bir gün cezasını çeker.
Terzi kendi söküğünü dikemez.
İnsan genellikle, başkalarına yaptığı hizmeti, aynı ölçüde kendine yapamaz.
Şeytanın dostluğu darağacına kadardır.
“Şeytan” sözcüğü burada “kurnaz, her an kötülük düşünen adam” anlamındadır. Böyle bir kimseyle dostluk kurulamayacağı; kurulduğunda, bu yakınlıktan yararlanarak insanı ölüme götürecek kadar kötülük yapacağı anlatılır.
Tatlı ye, tatlı söyle.
Sevimli, hoşa gider olmalı.
Armut dalının dibine düşer.
İnsan önce yakınlarını düşünür.
Su içene yılan bile dokunmaz.
İnsanın en doğal ihtiyacının karşılanması gerektiği anlatılır.

Pages