Türkçe Deyimler Sözlüğü'nde ara

Adı sanı belirsiz
Kimsenin tanımaması.
Çerçinin çağırdığına inanmıyor da eşeğin bağırdığına inanıyor
İnanılacak söze değil de inanılmayacağa inanmak.
Zıttına gitmek
Bir şeyin birini sinirlendirmesi.
Açığı çıkmak
Kendine teslim edilen paradan bir miktar harcamak.
Ateş açmak
Silâh kullanıp, mermi atmak.
Yanağından kan damlamak
Çok gürbüz.
Püf noktası
Bir işin en ince ve en önemli kısmı. (*)
Püf noktası deyimi, bir işin en ince ve en önemli kısmı, anlamında kullanılır. Çini yapılan şehirlerimizden birinde, senelerdir çini işinde çalışan bir çırak varmış. Çırak bu kadar çalışmasıyla usta denecek duruma gelir. Ayrı bir dükkân açmak tek emelidir. Ama her başvuruşunda ustası: “Sen daha bu işin püf noktasını bilmezsin, biraz daha çalış” cevabını verirse de ustasının bu sonu gelmez sözlerinden sıkılan çırak, ayrı bir dükkân açar. Eski çırak yeni dükkânda güzel güzel çiniler yapmaya başlar. Ama bu kadar öğrenmesine karşın, çinilerin yanldığını, çatladığını hayretle görür. Bu çatlamaların önüne bir türlü geçemez, ustasına durumu anlatmak zorunda kalır. Usta: “Sana demedim mi yavrum?” der, “bu sanatın bir püf noktası vardır, diye. Bir çini yap da sana göstereyim püf noktasını.” Çırağın yaptığı çiniyi alıp şöylece bir göz gezdirir; zamanla çiniyi çatlatacak olan bir kısım hava kabarcıklarını “püf” diyerek giderir. Ondan sonra çırak sanatının püf noktasını öğrenmiş olur.
Dağlara düşmek
Perişan olmak
Kalayı basmak (k)
Sövmek.
Parasını çıkarmak
Sermayeyi kurtarmak.

Pages